Liberal
AK Parti'nin Liberallerle Zor ama Zorunlu İlişkisi, Atilla Yayla

AK Parti'nin Liberallerle Zor ama Zorunlu İlişkisi, Atilla Yayla

Türkiye'nin sihirli siyasi formülü bellidir. Muhafazakar siyasi hareketlerin, liberal fikirlerden kısmen etkilenmeleri ve onları yine kısmen politikalarına yansıtmaları. DP, AP, ANAP ile geçmişte olan da şimdi AKP ile kısmen tekrarlanan da budur.

ATİLLA YAYLA | 09 MART 2008

Liberalizm, liberallik, "AKP-liberaller ittifakı" tartışmaları gündemden kalkmış, en azından gündemin arka sıralarına düşmüş görünüyor. Tartışmaların benim kafamda bıraktığı üç iz var. Bunlardan birincisi Ali Bulaç'ın adeta büyük bir sevinçle liberalizmi hedef tahtasına oturtan ve onları "Müslüman aydınlar"la karşılaştıran ve farklılaştıran yazıları. İkincisi, Cüneyt Ülsever'in Taha Akyol'un "gerçek liberaller LDT'de, gerçek liberalizmi LDT'deki akademisyen ve fikir adamları temsil ediyor" mealindeki yazısına öfkeli itirazı. Üçüncüsü, bazı gazetelerin çizmeye çalıştığı liberal ve liberalizm portreleri.

Sanki standart bir "Müslüman aydın" tipi varmış gibi yazmanın ve bu muhayyel tipi liberal aydınlarla karşılaştırmanın büyük bir kafa karışıklığının ve ciddi bir rahatsızlığın ürünü olduğu kanaatindeyim. Kafa karışıklığı liberalizm literatürüne vakıf olmamaktan ve ideolojilerle dinler arasındaki farkı görememekten kaynaklanıyor. Rahatsızlığın sebebiyse özellikle genç dindarların liberal fikirlerden etkilenmeleri ve zaman içinde liberalleşmeleri.

Hem Müslümanlar hem Türkiye için en büyük tehlikelerden biri İslam dinine bir ideoloji gibi muamele etmektir. Bunun kaçınılmaz sonucu, ortaya çıkacak ürünün dini kaynaklı bir totaliter ideoloji olması ve (uluslararası literatürde "İslamizm" olarak adlandırılan) bu ideolojinin muhtemel bir dini totalitarizmi meşrulaştırmasıdır. Bulaç liberalizmi, sanki öyle bir iddiası varmış gibi, hayatın anlamı, insanın nereden gelip nereye gittiği, kainattaki düzenin özü gibi ontolojik sorulara cevap verememekle de suçlamaktadır. Liberalizm, dinin veya metafiziğin alanına giren soruların cevapları peşinde koşmaz, yani bir din değildir. Ne de dine savaş açan bir ideolojidir. Liberalizm din özgürlüğü istediği gibi din hesabına politik tahakküme de karşı çıkar. Keza, dindar liberaller olabileceği gibi dinsiz liberaller de olabilir. Bulaç'ın yaklaşımını esas alırsak dindar liberal arkadaşların ya liberalizmi ya İslam'ı tercih etmesi gerekir, çünkü bir kimse aynı anda hem Müslüman hem liberal olamaz. Bu yaklaşımın çok saçma olduğu, hem hayat hem teori tarafından kesinlikle yalanlandığı ortadadır.

ESAS SORU LİBERAL KİM

LDT üyesi olduğunu özellikle vurgulayan birinin Taha Akyol'un bir gerçeği teslim eden yazısından neden bu kadar rahatsız olduğunu anlamak zor. Türkiye'de ana liberal çizgiyi elbette LDT temsil etmektedir. Liberalizmi en iyi bilenler ve somut problemler karşısında ayrımcılık yapmadan, "ama" diye başlayan cümlelerle yasakçılığa dolaylı davetiye çıkarmadan savunanlar da, hiç şüphesiz, LDT mensupları (ve başındaki birkaç liberal yazar) olmuştur. İlerde bu günlerin tarihi yazıldığı zaman bu gerçek daha açık bir şekilde görülecektir.

Liberaller insanlara değer verirler ve her insanın eşit derecede -en azından kendileri kadar- akla, mantığa ve muhakeme kabiliyetine sahip olduğu önermesini a priori olarak doğru kabul ederler. Fikir tartışmalarını da buna uygun olarak yürütürler. Bu yüzden, başkalarını eleştirirken "kandırılmak", "kullanılmak", "uyumak" gibi kelimeler kullanılması hem manasız ve çirkindir hem de liberalim diyen birine hiç yakışmamaktadır. Buna ilaveten, bu yöntem onu benimseyen kişi veya kişiler açısından ziyadesiyle tehlikelidir. Zira, bir taraftan kişilerce asıl kendi çizgilerindeki sapmayı kamufle etme-gizleme aracı olarak kullanılmakta olduğu bir taraftan da, bununla bağlantılı olarak, psikolojik telafi mekanizmasının işleyişinin bir yansıması olarak tezahür ettiği yolunda sevimsiz yorumlara kolayca ve haklı olarak yol açabilir. Liberalizm bazı yazarlarca sistematik ve tutarlı bir fikirler demeti, başka bazı yazarlarca bir ideoloji olarak görülmektedir. "Liberalizm" kavramını kullanmak ve liberalizme bir ideoloji olarak sahip çıkmak bir hata teşkil etmez. Mamafih, birçok liberal akademisyen liberalizmin faşizm, sosyalizm gibi sert, otoriteryen bir ideoloji olmadığını da özenle vurgulamaktadır. Bir kişi liberalse cevabını ideolojilerin verdiği sorulara ve sorunlara bakışı liberal perspektiften olur. Hem başka bir ideolojiyi savunup hem de liberalim demeye devam ederse derin bir çelişkeye düşer.

Bir kişinin veya kurumun kendine liberal demesi liberal olmak için atılması gereken ilk adımdır ama yeterli olmaktan uzaktır. Yeterli olsaydı Rusya'daki faşist politikacı Jirinovski'yi ve partisi Liberal Demokrat Parti'yi de liberal saymamız gerekirdi. Ayrıca, bir ara liberal olmak veya liberallerle teşriki mesai içinde bulunmuş olmak, hatta LDT'nin resmi veya gayri resmi mensubu olmak, hep liberal kalınacağını garanti etmez. Liberallik orta ve uzun vadede liberal ilkelere içten bağlılıkla ve özgürlüğü dönemsel ve mekansal şartlara, sekteryen ayrımcılıklara veya şahsi kaprislere feda etmeyen tutumlar geliştirmekle kendini ispatlar.

Liberallik kişilerin hayat tarzlarını etkileyebilir ama kendi başına bir hayat tarzı değildir. İçki içen biri de içmeyen biri de, başını örten bir kadın da örtmeyen bir kadın da, çapkın olan biri de mazbut olan biri de, bikini giyerek denize giren biri de tesettür mayosuyla denize giren biri de, modern hayat yaşayan biri de geleneksel tarzları sürdüren biri de liberal olabilir. Başkalarının hayat tarzı tercihine saygı ve tercihlerin sonuçlarına tolerans gösterdiği sürece her hayat tarzı liberal bir çerçeve içinde varolabilir ve yaşayabilir. Medyadaki bazıları bundan habersiz oldukları için birçok illiberali liberal zannetmektedir. Yeterince sağlam birikimi olmayan veya ilkeliliği öne çıkaramayan kimileri de, en azından spesifik konular bazında, illiberal çizgilere savrulabilmektedir. Bu çerçevede, başkalarının kıyafetini "Arap" kıyafeti diye etiketlemek veya mahkum etmek ve insanlara "şöyle şöyle kıyafet geliştirin" önerisi getirmek de iliklerine kadar liberal -aslında tamamiyle Kemalist- bir tavırdır. Gerçek, -evet gerçek- liberaller liberalizmin çarpıtılmasını ve illiberallerin hayat tarzları ve baskıcı fikirleri ile özdeşleştirilmesini önlemelidir. Aksi takdirde sadece otantik liberal gelenek anlamını kaybetmiş olmayacak, bu kavram ve çağrıştırdıkları hem liberal entellektüellere hem de topluma karşı yıkıcı bir silaha dönüşecektir. Liberallerin siyasi partilerle ilişkileri ve muhayyel AKP-liberaller ittifakı konusuna da kısaca temas etmek istiyorum. LDT kollektif siyasi kimlik taşıyan bir yapılanma değildir. LDT üyeleri değişik partilere oy vermekte ve elbette herkes kendi tercihini kendisi oluşturmaktadır. İnsanlar kendi bakışlarına göre bir partide onu oy vermeye değer kılan bir şey bulabilirler. Bazen tamamen şahsi sebeplerle de bir partiye oy verebilirler. Benim bildiğim son seçimde LDT üyeleri arasında AKP'ye, LDP'ye ve DP'ye oy atanlar olmuştur. Bazı arkadaşlar DTP'nin desteklediği bağımsız adaylara oy vermiştir. Bazıları sandığa bile gitmemiştir. O yüzden LDT'nin şu veya bu partiyle ittifak kurması gibi bir şey söz konusu değildir ve olamaz. Bu LDT'nin ilkelerine aykırıdır. Bu ilkeyi ihlal ederse LDT LDT olmaktan çıkar. LDT'li liberalleri bir arada tutan şu veya bu partiye bağlılık değil liberal ilkelerdir.

Birçok ülkede olduğu gibi bizde de pur liberal partilerin fazla başarı şansı yoktur. Liberaller fikirlerde güçlü oldukları oranda siyasi hareketlerde başarısız kalmaktadır. Tek araç olmamakla beraber en azından bazı liberal ilkelerin hayata aktarılması siyasi inisiyatifi ve siyasi kanalları kullanmayı gerektirdiğinden liberaller bunun -libarelliği resmen ve bir bütün olarak benimsesin benimsemesin- bu ilkelere ilgi duyan bütün partiler tarafından yapılmasını sağlamaya çalışmaktadır. Bu çerçevede bütün partiler liberallerin etki alanındadır. Tabii etkilenmenin olabilmesi için partilerin de buna açık olması gerekir. CHP veya DSP'nin liberal fikirleri benimsemesi ve liberal politikalar önermesi şahsen beni çok memnun ederdi. Tarihi tecrübe, DP'den bu yana en çok muhafazakar siyasi hareketlerin liberallerden etkilendiğini göstermektedir. O kadar ki, liberallerle doğrudan hiçbir temasları olmasa bile, muhafazakar siyasi hareketler, çeşitli faktörlerin etkisiyle, zaman zaman liberal tezlere sahip çıkabilmektedir. Bu yüzden, Türkiye'nin sihirli siyasi formülü bellidir. Muhafazakar siyasi hareketlerin, özellikle önder tabakalarının liberal fikirlerden kısmen etkilenmeleri ve onları yine kısmen politikalarına yansıtmaları. DP, AP, ANAP ile geçmişte olan da şimdi AKP ile kısmen tekrarlanan da budur.

PAZARLIKLI İLİŞKİ YOK

Zengin ile fakir arasındaki ilişkilerden fakir, güçlü ile zayıf arasındaki ilişkilerden zayıf kazançlı çıkar. AKP ile liberaller arasında bir ittifak veya pazarlığı yapılmış bir ilişki yoktur ama elbette etkileşim olmaktadır. Bunun kazanç tablosu şöyle belirmektedir. Liberaller fikir alanında güçlü AKP zayıf olduğu için fikir alanında kazançlı çıkan AKP'dir. Böylece fikir eksikliğini gidermekte, daha sağlam ve anlamlı bir zemine ayak basmaktadır. Liberaller sosyal tabanda zayıf AKP ise güçlüdür. Bu yüzden ilişkilerden ulaşabildiği tabanı genişletme anlamında liberaller kazançlı çıkmaktadır. Yani AKP ile olan temaslarda tek taraflılık yoktur.

Liberallerin, liberalizmin ve dolayısıyla Türkiye'nin asıl geleceği liberallerin entellektüel yatırımlarına bağlıdır. LDT bu alandaki en önemli, rakipsiz, öncülüğü tartışılmaz kuruluştur. Bundan sonra da böyle olacak gibidir. İnanıyorum ki birçok liberal Türkiye'yi liberalleştirme mücadelesini hiçbir sonuç vermeyecek olsa bile sürdürülmesi gereken bir ahlaki görev olarak görmeye devam edecektir. Fikirlerden daha güçlü silah olmadığı bilinen bir gerçektir. Tarihin tekrar tekrar kanıtladığı gibi toplumsal sistem mücadelesinde sonunda galip gelenler fikirler ve fikir sahipleridir.

Liberal Düşünce Topluluğu GMK Bulvarı No: 108 / 17 Maltepe, 06570 Ankara, Türkiye, T: + (+90) 312 2316069 – 231 1185, F: + (+90) 312 2308003, info[at]liberal.org.tr
İşbu sitenin tüm hakları saklıdır.Web sitesi içerisindeki resimler, yazılar kaynak gösterilse dahi, izin alınmadan başka web sitelerine, ticari yayınlara aktarılamaz, kopyalanamaz, internet ve web ortamında ya da başka biçimde alenileştirilemez, basılıp çoğaltılamaz. © 2013
Web Tasarım Ankara
Sayfa başı